Daha önceden halasının evinde kuzenleri ile jakuziye girmişlerdi ve çok hoşuna gitmişti. Bizim evde de banyomuz küçük olduğu için duşakabin koydurmuştuk. Eve gelince "anne biz de su dolduralım" demeye başladı. Malum duşakabine su dolduramayacağımız için biz de balkona küçük şişme havuz alarak gönlünü yapmaya çalıştık.
Armutlu'da küvette doyasıya saatlerce oynadı.
Abimin 12 yaşında ikiz oğullarının da orada olması çok iyi oldu. Asaf'ı da çok seviyorlar ve onunla çok ilgilendiler ve oynadılar. Evin önündeki yeşilliklerde top oynadılar.
6-7 yıldır her sene Armutluya gideriz ama turlara katılmak nasip olmamıştı. Bu sene biraz da benim gazımla hep beraber Tirilye'ye (Melekler Adasına) gittik.
Motordan indikten sonra satıcılar bizleri karşıladı.
Bu da 200 yıllık zeytin sıkma makinasıymış...
Motordan indikten sonra bir rehber abi bizi karşıladı ve tüm tarihi mekanları tek tek anlattı.
Bu fotoğrafı çekerken eşim makinanın ayarları ile oynadığı için böyle oldu:) Ablalar salça yapıyorlar.
Tek kötü tarafı balık restoranları hep içkiliydi. Biz de bu ablanın mekanında ekmek arası balıklarımızı yedik.
Motorun kalkış saatini beklerken bir amca bahçesinden topladığı doğal misler gibi kokan domates, kavun, incir getirdi. Artık doğal organik ürünlere olan hasretimizden hiç görmemiş gibi hepsine saldırdık.
Oğluşum deniz soğuk olduğu için hiç girmek istemedi. Kenarda abileriyle kum oynamayı tercih etti.
Bu sene başka bir yere gidemeyeceğimiz içinbütün fırsatları değerlendirmek istedim. Dönmeden 2 gün önce de Mudanya'ya gittik.
Sahil tarafında çok güzel evler vardı. Hepimiz hayran hayran sokakları gezdik.
Bizimki yemek yemeyince, biz de kızınca sinirlenip karşı masaya gitti, oturdu. Orada da uyuyuverdi.
Denize girmeyen kuzu, sahilde yalın ayak top oynarken...
Yeni Asaf kelimesi : Taldırma (Kaldırım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder